Açıklama
Çift katmanlı poly-elastan kumaştan imal ettiğimiz maskelerimizin dış yüzeyi Azo-Free su bazlı boyalarla renklendirilmiş olup, yüzünüze temas eden iç kısım ise beyazdır. Kumaş dokusu, gözenekleri sayesinde nefes alışverişinizde ve konuşmanızda sorun yaratmazken; çevresindeki biye ve kulaklık bölümü de aynı kumaştan yapıldığından, lastik ve benzeri kulaklıklar gibi cildinizi tahriş etmez. Çift yönlü esnekliği olan kumaş dokusu, maskenizin burnunuzdan aşağıya kaymasını engeller. Talimatlarına uygun olarak yıkamanız halinde, maskeniz en az 20 yıkamaya kadar antibakteriyel özelliğini koruyacak, yıkama haslığı olan baskılı kısım da zarar görmeyecektir.
Koleksiyonda yer alan ürünlerin hepsi hem yetişkin, hem de çocuk boyda üretilmektedir. Ebatlar: Yetişkinlerde 220mm*130mm, Çocuklarda ise 190mm*110mm olup; birim fiyatları aynıdır. Kurumsal ölçekteki siparişlerinizde size özel desen ve logonuz ile de kişiselleştirilebilen maskelerimiz, tercihiniz doğrultusunda isme özel olarak da üretilebilmektedir. 50 adedin üzerindeki siparişleriniz, kişiye özel tasarımlarınız ve tüm diğer sorularınız için e-posta, sosyal medya veya whatsapp linkleri üzerinden bizimle irtibata geçebilirsiniz. Sağlıklı günlerde kullanmanız dileğiyle…
Yasal Uyarı: Maske, tıbbi bir ürün olmadığı gibi; cerrahi maskeler ve solunum maskeleri gibi koruyucu ekipmanların da ikamesi değildir. Maske kullanımının, virüs, enfeksiyon ve solunum yoluyla bulaşan hastalıklardan koruyucu bir niteliği olmasına rağmen, hastalığın bulaşma riski göz önüne alındığında tarafımızca hiçbir garanti verilmez. Tıbbi konular hakkında, konunun uzmanı hekimlerin yorum ve önerileri değer taşıdığından; tavsiye, teşhis ve tedavi gibi seçenekler için daima en yakınınızdaki sağlık uzmanına danışmalısınız.
İlgili Ürünler
Zafer
31 Mart Vakası 13 Nisan 1909, Arnavutluk İsyanı 15 Ocak 1911, Trablusgarp Savaşı 29 Eylül 1911, İkinci Balkan Savaşı 1912-1913, Çanakkale Savaşı 18 Mart 1915, Kafkas Cephesi 1916-1917, Suriye-Filistin Cephesi 1917-1918, Kurtuluş Savaşı 1919-1923, Sakarya Meydan Muharebesi 20 Ekim 1921, Büyük Taarruz 26 Ağustos 1922.
Farklı birçok cephede büyük mücadelelerle geçmiş ve tümünün sonu daima zaferlerle taçlanmış bir ömür…
Cumhuriyet
Cumhuriyet kelimesi Arapça kökten 18. yüzyılda Osmanlı Türkçesinde türetilmiş bir isimdir. Arapça cumhur kökü “bir araya toplanma, topluluk oluşturma”, bu kökten türeyen cumhūr ise “cemiyet, toplum, kamu” anlamına gelir. 18. yüzyıl Avrupa’sında monarşi ile yönetilmeyen Hollanda, İsviçre (ve 1789 Devrimi sonrasında Fransa) gibi ülkeleri tanımlayan Latince respublica ile Fransızca république kelimesinin Türkçe çevirisi olarak benimsenmiştir. Latince res publica klâsik kullanımda “kamusal olan” anlamındadır. Bir topluluğa onların birleştirmek suretiyle halk olma özelliğini kazandıran, kamusal nesne anlamına gelir. Bu hal monarşiye karşı, devlet başkanının halk tarafından seçildiği ve halk iradesince meşrulaştırıldığı devlet şekli anlamında kullanılmıştır.
Devrim
Atatürk Devrimleri’nin tarihsel bir süreç olarak, Osmanlı Devleti’nde 1839 yılında başlayıp 1876’da I. Meşrutiyet‘in ilanı ile son bulan Tanzimat Dönemi‘ndeki yenilik ve modernleşme hareketlerinin devamı olduğu görüşü yaygındır. Ancak Mustafa Kemal Atatürk, meşrutiyet aydınlarının hedefleriyle yetinmemiş; modernistlerin önerdiği Latin harflerine geçiş, Batı’dan yurttaşlık yasası alınması, medreselerin ve tekkelerin kapatılması önerilerinin ötesine geçerek cumhuriyetin ilanı, hilafetin kaldırılması, laiklik ve kadınlara siyasal haklar tanınması devrimlerini de hayata geçirmiştir.
Atatürk rehberliğinde gerçekleştirilen birtakım devrimler, Müslüman toplumlardaki muhafazakâr ve İslamcı çevrelerce eleştirildi ve din aleyhtarı icraatlar olmakla itham edildi. Pakistan‘ın ilk dışişleri bakanı Muhammed Zafirullah Han, 1951’de Pakistan başbakanının talimatı üzerine Türkiye’ye resmî bir ziyarette bulundu. Kendisi hatıralarında Atatürk sonrası Türkiye’yi şöyle anlatmaktadır: “Atatürk devriminden sonra, İslam ülkelerinin genel kanısı, Türkiye’de dini değerlere saygısızlık ediliyor şeklindeydi. Ama benim gördüklerim bunun tam tersiydi ve söylentilerin sadece bir itham olduğunu gördüm.“